Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Anılardaki Pegir Hüsamettin Kırmızıgül

Anılardaki Pegir; Sıra KonakSıra Konak

Liste Fiyatı : 6,00
İndirimli Fiyat : 4,20
Kazancınız : 1,80
9786052019979
9258577
Anılardaki Pegir; Sıra Konak
Anılardaki Pegir; Sıra Konak Sıra Konak
4.20
Bir gün sabah güneşinin dut dallarının arasından süzülerek camii önündeki havuzun başına vurduğu saatlerde Eğin'e gitmeye hazırlanan komşumuz atın üstüne heybeyi atmış düzeltiyordu. O sırada Osman amcamız (avukat) bana bakarak şu dizeleri okudu: Sabahtan kalktım ki güneş parlıyor Ağam atın terkisini bağlıyor Yüzüne baktım ki ağam ağlıyor. Atın terkisinin bağlanması demek o kişinin gurbete gitmesi demekti. Ve gurbete giderken de istisnasız hep ağlanır. Ama usul usul, gözyaşları gösterilmeden. Güneşin ilk ışıklarının düştüğü anlar, atın terkisinin bağlandığı anlar ve usulca ağlandığı anlar çok gerilerde kaldı... Ama unutulmadı. Halen "yeşil kurbağalar" dedikçe bu anlar bir damla gözyaşı şeklinde de olsa hatırlanmakta. Çocukluğumda "gurbete çıkış" aynen dizelerdeki gibiydi. Sonra köyden gidişin şekli değişti. Atın yerini otomobiller aldı. Ama gidiş hep sürdü. Hiç bitmedi. Ne zaman ki köyde yetişen kalmadı işte o zaman gidiş de sona erdi. Çünkü kaynak bitmişti. En son gurbete gitmeyen birkaç yaşlı kalmıştı ki onlar da Hak vaki olunca gitmişlerdi. Onlar, son Osmanlılar, onlar da "beyaz atlarına binip" ebediyen gitmişlerdi. Şimdi ise herkes "sılaya dönüş" hasretliği içinde. "Bahar gelse de köye gitsek" hayalleri kurmaya başladı. Bu hayalleri kuranlardan birisi de benim.
  • Açıklama
    • Bir gün sabah güneşinin dut dallarının arasından süzülerek camii önündeki havuzun başına vurduğu saatlerde Eğin'e gitmeye hazırlanan komşumuz atın üstüne heybeyi atmış düzeltiyordu. O sırada Osman amcamız (avukat) bana bakarak şu dizeleri okudu: Sabahtan kalktım ki güneş parlıyor Ağam atın terkisini bağlıyor Yüzüne baktım ki ağam ağlıyor. Atın terkisinin bağlanması demek o kişinin gurbete gitmesi demekti. Ve gurbete giderken de istisnasız hep ağlanır. Ama usul usul, gözyaşları gösterilmeden. Güneşin ilk ışıklarının düştüğü anlar, atın terkisinin bağlandığı anlar ve usulca ağlandığı anlar çok gerilerde kaldı... Ama unutulmadı. Halen "yeşil kurbağalar" dedikçe bu anlar bir damla gözyaşı şeklinde de olsa hatırlanmakta. Çocukluğumda "gurbete çıkış" aynen dizelerdeki gibiydi. Sonra köyden gidişin şekli değişti. Atın yerini otomobiller aldı. Ama gidiş hep sürdü. Hiç bitmedi. Ne zaman ki köyde yetişen kalmadı işte o zaman gidiş de sona erdi. Çünkü kaynak bitmişti. En son gurbete gitmeyen birkaç yaşlı kalmıştı ki onlar da Hak vaki olunca gitmişlerdi. Onlar, son Osmanlılar, onlar da "beyaz atlarına binip" ebediyen gitmişlerdi. Şimdi ise herkes "sılaya dönüş" hasretliği içinde. "Bahar gelse de köye gitsek" hayalleri kurmaya başladı. Bu hayalleri kuranlardan birisi de benim.
      Stok Kodu
      :
      9786052019979
      Boyut
      :
      135-210-0
      Sayfa Sayısı
      :
      208
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2020-06-17
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      2.Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat