Avrupa'nın Gerçek Yüzü (Yaşadığım Avrupa)

Avrupa'yı, özellikle de Almanya'yı içinden tamdım. Turist olarak değil, gelip geçici değil, yerleşik olarak 6 yıl boyunca onları oldukça iyi gözlemledim. Varlık içinde yokluk çeken insanlar gördüm. Özellikle de kadınların çok daha fazla ve acımasızca ezildiğini müşahede ettim."Çağdaş Uygarlık" şımartmasıyla baktığımız Batı dünyasının hiç de örnek alınacak, benzeşecek topluluklar olmadığını gördüm.İstedim ki, bildiklerimi, gördüklerimi, duyduklarımı, okuyucularıma da aktarayım. Böylece de Batı karşısında düşürülmek istendiğimiz komplekslerdenkurtulalım...Batı Batıcıdır. Hem güneş o taraftan batıyor, hem de Batı bugünkü felsefesiyle insana, insanın manevî değerlerine, gönlüne, kalbine batıyor. Gönlümüz arzu eder ki. Batılı insan da akıl ile kalbi birleştirsin, ruh ile bedeni birlikte beslesin ve gerçekten iki cihanın mutluluğunu tatsın... Amacımız onların eksiğini ve noksanını ortaya koymanın zevkini çıkarmak değildir. İnsanın yapısına ters düşen durumları göstererek, hem onların, hem de bizim birlikte insanca yaşamamıza bir nebzecik faydalı olmaktır maksadımız...Batıda insanlıktan yana, ahlâktan yana, sevgiden, şefkatten yana pek bir şey kalmadığını görmemiz gerekiyor. Ta ki, bunları biz özümseyelim önce, sonra da onlara sunalım.Bizim inancımız, kültürümüz, geçmişimiz, birikimimiz buna çok müsaittir. Biz bu hazineye sahibiz. Ancak hazine uzun süre yeraltında kalan define gibi... Kilidi paslanmış, o göz ve gönül alıcı güzellikler biraz tozlanmış, kirlenmiş, örtülmüş.