Bozkürt (Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi)
Liste Fiyatı :
19,00
İndirimli Fiyat :
15,20
Kazancınız :
3,80
9786051515786
9371758
https://www.kitapberlin.com/bozkurt-ulkucu-kurtlerin-sakli-kalmis-hikayesi
Bozkürt (Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi)
15.20
5
"Bozkürt, uzun yıllar görmezden gelinmiş bir toplumsal gerçekliği, büyük bir titizlikle gün yüzüne çıkarıyor. Kürt ve Zaza kökenli Ülkücülerin hikâyesini bu kadar ayrıntılı ve belgelerle desteklenmiş biçimde ilk kez bu kitapta okudum. Sadece kişisel tanıklıklarla değil, kapsamlı arşiv belgeleriyle ve yapılan röportajlarla desteklenen anlatı, hem güvenilir hem de çok etkileyici. Özellikle sağ-sol çatışmalarında hayatını kaybeden Bozkürtlerin listesini görmek, bu insanların uğradığı yok sayılmayı daha da çarpıcı hale getiriyor. Kitap, “milliyetçilik” kavramına ezber bozan bir yaklaşım getiriyor; farklı etnik kimliklere sahip bireylerin aynı ülkü etrafında nasıl birleştiğini anlamaya çalışıyor. Üstelik tüm bu tarihsel çaba, bugün yürütülen çözüm tartışmalarıyla da doğrudan ilişkili. Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısıyla aynı güne denk getirilen önsöz, bu eseri yalnızca geçmişe değil, bugüne ve geleceğe de dair bir kaynak haline getiriyor. Ahmet Dinç’in dili sade ama etkili. Okuru yormadan, ama zihninde uzun süre yer edecek cümlelerle örülmüş bir anlatı. Türkiye’nin yakın tarihine ilgi duyan, resmi anlatıların dışına çıkmak isteyen herkesin bu kitabı mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. İndeksteki A harfindeki anahtar kelimelere bakmak bile eserin ne kadar dolu dolu olduğunu anlamaya yetecektir: 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, Abbas Bozyel, Abdi İpekçi, Abdulhaluk Mehmet Çay, Abdullah Alay, Abdullah Azrakçı, Abdullah Cevdet, Abdullah Köse, Abdullah Öcalan, Abdurrahman Öncel, Abdülbari Akdoğan, Abdülhak Hamit, Abdülhaluk Aksu, Abdülhamit Kılıç, Abdülhamit Tan, Abdüsselam Aşan, Abdüsselam Barzani, Abidin Özmen, Adalet Partisi, Adıyaman, Adil Erinan, Adnan Çiftçioğlu, Adnan Menderes, Afet İnan, Ağrı İsyanı, Ağuçanlı, Ahmed Cemil, Ahmet Agayef, Ahmet Arda, Ahmet Arvâsi, Ahmet Bican Ercilasun, Ahmet Buran, Ahmet Er, Ahmet Kaya, Ahmet Mumcu, Ahmet Oğuz, Ahmet Şanverdi, Ahmet Uçar, Ahmet Uğurlar, Akın Atalay, Akkeçili, AK Parti, Akşam gazetesi, Alaaddin Aldemir, Alaattin Korkmaz, Alevi, Ali Balseven, Ali Batman, Ali Bayram, Ali Birinci, Ali Desto, Ali Emiri, Ali Fuat Başgil, Ali Güngör, Ali Haydar Dikmen, Ali Haydar Koç, Ali İbrahim Ağa, Ali İhsan Bacalan, Ali İhsan Gültekin, Ali Koç, Ali Nüzhet, Ali Nüzhet Göksel, Alişan Satılmış, Ali Ulvi Ağıç, Ali yê Talo, Alparslan Türkeş, Alperen Ocağı, Alperen Ocakları, Alp Er Tunga, Alp Urungu, Altan Tan, Altun Destanı, ANAP, Anavatan Partisi, AP, Apo, Apocular, Arif Nihat Asya, Asım Perihanoğlu, Ata Pehlivanoğlu, Atatürk, Atilla Fırat, Atmalı, Atsız, Avni Özgürel, Aydın Candabakoğlu, Aydın Engin, Aydın Taneri, Aydil Erol, Ayhan Özgün, Ayşe Hür, Azerbaycan."
bo********n s.
5
“Bozkürt”ü okurken zihnimde birçok şey yeniden şekilleniyor. Kitabın daha ilk sayfalarında, bildiğimi sandığım Türkiye tarihinin aslında ne kadar eksik anlatıldığını fark ediyorum. Ülkücü hareketle Kürt kimliğinin yan yana gelişini bugüne kadar hiç düşünmemişim bile. Ahmet Dinç, bu iki zıt gibi görünen yapıyı öyle doğal ve belgelerle açıklıyor ki, hayret duygum sürekli canlı kalıyor.
Her bölümde başka bir karakterle tanışıyorum. Bazılarının hikâyesi acı verici, bazıları ise dirençli ama hepsi gerçek. Üstelik yazarın dili öyle sade ve güçlü ki, okurken akademik bir makale değil, hayatın içinden gelen sesleri duyuyormuşum gibi hissediyorum. Bu seslerin bastırılmış olması ise en çok içimi burkan şeylerden biri.
Kitap sadece bireyleri değil, bir dönemin siyasi atmosferini de çok iyi anlatıyor. Özellikle 1980 öncesinde Doğu ve Güneydoğu’da kurulan ülkü ocaklarını, orada görev yapan kişilerin deneyimlerini ve sonrasında yaşanan kopuşları okumak sarsıcı.
“Bozkürt” bana kalırsa sadece ülkücülere ya da Kürtlere değil, bu ülkede kimlikler üzerine biraz olsun düşünen herkes için çok önemli bir kaynak. Hiçbir şey siyah-beyaz değil; bu kitap bunu çok iyi gösteriyor. Okudukça zihindeki yargılar kırılıyor.
mi*******i .
5
Ahmet Dinç’in Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi kitabı, Türkiye’nin yakın dönem siyasi tarihi içinde şimdiye kadar yeterince görünür olmayan bir hakikati açığa çıkarıyor. Ülkücü Hareket’e gönül vermiş, fakat Kürt ve Zaza kimliklerinden dolayı sessiz kalmış bir topluluğun öyküsü, büyük bir titizlikle aktarılmış.
Kitabın en çarpıcı yönlerinden biri, 1970’li yıllardan itibaren Kürtlerin Ülkücü Hareket’e neden ve nasıl katıldığını belgeleyen anlatılara yer vermesi. Ahmet Dinç’in röportajlara ve özgün arşiv çalışmalarına dayanan yöntemi, çalışmanın akademik değerini de artırıyor.
Ziya Gökalp’ten başlayarak, Hormek Aşireti’nden BBP’li kadrolara kadar geniş bir çerçevede ilerleyen kitap, okuyucuyu sürekli düşünmeye zorluyor: Kimlik, aidiyet, siyaset ve bireysel tercihler üzerine…
Ahmet Dinç’in bu çalışması, kimlik siyasetinin dar kalıplar içinde ele alındığı Türkiye’de, farklı kimliklerin ortak bir mücadele hattında nasıl yer aldığını anlamaya çalışanlar için eşsiz. Bozkürt, resmi tarih anlatılarına alternatif bir perspektif sunuyor ve bu yönüyle cesur bir yayın. Hayat Yayınları’nın bu tür çalışmalarla toplumsal hafızayı zenginleştirmesi ayrıca takdire şayan. Dinç'in önsözündeki şu satırların altını çizmeliyim:
“Şimdi artık ‘Bozkürtler’ için; o çekildikleri köşelerden çıkma, tahrip olan ilişkileri, zihinleri,
duyguları, müşterek gelecek hayallerini yeniden onarma konusunda bilinçli birer ‘ortak payda’ olarak
harekete geçme zamanıdır.
‘Bozkürtler’, iki halkın birliği ve ortak gelecek kurguları adına kırk küsur yıldır zarar gören
ne/neresi varsa, ‘PKK sonrası’ dönemde tüm hasarları onarmak için, her iki halkı da çok iyi tanıyan
uzmanlar olarak sahalara yeniden dönmelidir. (…) Yeni dönemde ‘Bozkürtler’ gerçek birer tutkal
olacaktır/olmalıdır.”
bo****t .
5
“Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” , Türkiye siyasi tarihinde uzun süredir unutulmuş bir yönünü, yani Ülkücü Hareket içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin hikâyelerini anlatıyor. Ahmet Dinç’in yazdığı kitapta, bu kesimin kimlik arayışı, milliyetçi ideolojiye bağlanması ve yaşadıkları çelişkiler derinlemesine işleniyor.
Kitap, MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in liderliğinde örgütlenen Kürt ve Zaza aktörlerinin geçmişten bugüne yaşadıkları süreçleri, özel röportajlar, arşiv belgeleri ve fotoğraflarla destekleyerek aktarıyor. Özellikle 12 Eylül öncesi ve sonrası dönemlerdeki gelişmeler, Doğu ve Güneydoğu’daki Ülkü Ocakları'nın kuruluş süreci ve etkinlikleri dikkatle inceleniyor.
Diyarbakır’da Türkeş’in bir tank üzerinde yaptığı konuşma gibi önemli anekdotlar da eseri zenginleştiriyor. Ayrıca kitabın yeni baskısının önsözünün, Öcalan’ın silah bırakma çağrısının açıklandığı tarihte yazılmış olması, esere meşrutiyet dönemi niteliği kazandırıyor.
Yazar, Bozkürt’lerin gelecekte toplumlar arasında bir tutkal görevini görebileceğini; PKK sonrası dönemde barış ve ortak gelecek inşasında önemli bir unsur olabileceklerini vurguluyor.
Siyasi tarih meraklıları için önemli bir başvuru kaynağı olan Bozkürt , hem tarihsel hem de toplumsal boyutlarıyla çarpıcı bulgular sunuyor. Kapaktan bazı çarpıcı soru başlıkları şöyle: Türkeş'in Kürtlere ve Alevilere yönelik çıkardığı gazetenin adı neydi, kimler yazdı?
Abdüsselam Barzani’yi astıran Osmanlı valisi, ünlü edebiyatçı kimdi ve Ziya Gökalp ile ilgisi neydi?
Hormek aşireti lideri Mehmet Şerif Fırat, Kürtlerin Türk olduğunu savunduğu eserini neden yazdı,
neden öldürüldü? Ülkücü Hareket içinde yetişmiş, topluma katkı sunmuş Kürt siyasetçiler ve aydınlar
kimlerdi? Akrabaları ‘dağa çıkan’ BBP’li Bozkürtler kimlerdi? Bazı Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü
Hareket’e katıldı, niçin Türkeş’in en sadık askerleri oldular?
zü*********u .
5
“Bozkürt” , Türkiye siyasi tarihinde uzun süre sessizliğe gömülmüş bir konuya ışık tutuyor. Ahmet Dinç’in kaleme aldığı eser, Ülkücü Hareket içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin hikâyelerini anlatıyor. Kitap, bu kesimin milliyetçi kimliğini, mücadelelerini ve toplumsal deneyimlerini kapsamlı arşiv çalışmalarına ve özel röportajlara dayanarak aktarıyor.
MHP’nin kuruluşundan günümüze kadar partinin etrafında şekillenen Kürt ve Zaza kadrolarının rolleri detaylı biçimde ele alınıyor. Özellikle Alparslan Türkeş’in 1975 yılında Diyarbakır’da yaptığı tarihi tank konuşması gibi anlar, dönemin siyasi atmosferini anlamak açısından büyük önem taşıyor.
Kitap, PKK sonrası dönemde yayımlanmış olmasıyla da dikkat çekiyor. Yeni baskının önsözü, Öcalan’ın silah bırakma çağrısının yapıldığı aynı gün yazılmış. Yazar, Bozkürt’lerin artık barış sürecinde “tutkal” görevini üstlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Siyasi tarih meraklıları ve toplumsal kimlik tartışmalarına ilgi duyanlar için önemli bir referans kaynağı olan Bozkürt , hem tarihsel hem de duygusal boyutlarıyla çarpıcı bir okuma deneyimi sunuyor.
çe**i .
5
Ahmet Dinç’in “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” adlı kitabı, Türkiye’nin siyasi tarihinde uzun süredir sessizliğe gömülmüş önemli bir konuya ışık tutuyor. Eser, Ülkücü Hareket içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin kimlik çatışmalarını, mücadelelerini ve katkılarını derinlemesine inceliyor.
Dinç, MHP'nin kuruluşundan günümüze kadar partinin etrafında örgütlenen Kürt ve Zaza figürlerinin hikâyelerine yer veriyor. Kitap, bu kişilerin milliyetçi kimlikleriyle yaşadıkları içsel çatışmaları, toplumsal baskıları ve siyasi rollerini anlatırken, aynı zamanda özel röportajlar ve arşiv belgeleriyle desteklenmiş güçlü bir içerik sunuyor.
Alparslan Türkeş’in 1975 yılında Diyarbakır’da bir tankın üzerinde yaptığı konuşma gibi tarihi anlar, dönemin atmosferini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu illerindeki Ülkü Ocakları'nın kurulduğu süreçler de detaylı biçimde ele alınıyor.
Kitap, PKK sonrası dönemde yayımlanmış olmasıyla da dikkat çekiyor. Yeni baskının önsözü, Öcalan’ın silah bırakma açıklamasının yapıldığı 27 Şubat 2025 tarihinde kaleme alınmış. Bu tarihsel yakınlık, eseri geçmişe değil, bugüne ve geleceğe yönelik bir barış çağrısı olarak okumamızı sağlıyor.
Yazar, Bozkürt’lerin artık “tutkal” görevini üstlenmesi gerektiğini, iki halk arasında ortak bir gelecek inşa edilmesi için sahaya dönmesi gerektiğini vurguluyor.
Siyasi ve toplumsal tarih açısından değerli bulgular sunan Bozkürt , hem okurun tarihsel bilgisini zenginleştiriyor hem de duygusal boyutuyla çarpıcı anlatımıyla kalıcı bir iz bırakıyor.
da******d .
5
Ahmet Dinç’in “Bozkürt” kitabı, sadece bir tarih kitabı değil, aynı zamanda Türkiye’de kimlik ve siyaset arasındaki ince çizgiyi ortaya koyan güçlü bir anlatı. Kitapta Kürt ve Zaza kökenli ülkücülerin verdiği mücadeleler, zorluklar ve ideolojik bağlılıklar açık ve net bir şekilde aktarılmış. Dinç’in kullandığı kaynaklar ve birinci elden tanıklıklar, eserin değerini artırıyor. Kitap, “Bozkürtler”in gelecekte oynayabileceği rol üzerine düşündürücü mesajlar veriyor. Bu eser, Türkiye siyasi tarihiyle ilgilenen herkesin kitaplığında bulunmalı.
jo****l .
5
“Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” , Türkiye’nin siyasi ve toplumsal tarihinde uzun süredir sessizliğe terk edilmiş bir kesimin hikâyesini gün ışığına çıkarıyor. Ahmet Dinç’in kaleme aldığı bu eser, Türk milliyetçiliğini benimsemiş Kürt ve Zaza kökenli bireylerin yaşadıkları, mücadeleleri, kimlik arayışları ve Ülkücü Hareket içindeki yerleri üzerine derinlemesine bir inceleme sunuyor.
Kitap, sadece siyasi bir analizden öteye geçerek, kişisel anılar, özel röportajlar ve kapsamlı arşiv çalışmaları ile zenginleşiyor. Özellikle MHP’nin kuruluşundan bugüne kadar partinin etrafında şekillenen Kürt ve Zaza kadrolarının rolleri detaylı biçimde ele alınıyor. Bu kişilerin Türkeş liderliğinde nasıl örgütlendikleri, hangi zorluklarla karşılaştıkları ve neler feda ettikleri, okuru geçmişe farklı bir pencereden bakmaya davet ediyor.
Diyarbakır’daki tarihi miting gibi önemli anekdotlar da kitabın değerini artırıyor. Alparslan Türkeş’in bir tankın üzerine çıkarak yaptığı konuşma, dönemin atmosferini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca bu bölgenin milliyetçi harekete nasıl yön verdiğine dair dikkat çekici bilgiler de yer alıyor.
328 sayfalık bu çalışma, PKK sonrası dönemde yayımlanmış olmasıyla da dikkat çekiyor. Kitabın yeni baskısının önsözü, Öcalan’ın silah bırakma çağrısının duyulduğu aynı gün yazılmış; bu da eseri hem geçmişe ışık tutan hem de geleceği düşünmeye teşvik eden bir metin haline getiriyor. Yazar, Bozkürt’leri artık bir “tutkal” olarak görebileceğimizi, toplumlar arası barış ve ortak gelecek inşasında önemli bir rol üstlenebileceklerini vurguluyor.
Siyasi tarih meraklıları için önemli bir referans kaynağı olan Bozkürt , kültürel kimlik, milliyetçilik ve bölge dinamikleri üzerine çalışan akademisyenler ve araştırmacılar için de değerli bir kaynak. Hem tarihsel hem duygusal boyutlarıyla çarpıcı bir okuma deneyimi sunuyor.
fa*******r .
5
Ülkücü Hareket'in bilinmeyen yüzü, Kürt ve Zaza kökenli
mensuplarının gerçek hikâyeleriyle gün yüzüne çıkıyor. Bölücü terörün sona erdirilmesi tartışmalarının yoğunlaştığı şu günlerde yayımlanan Bozkürt, kırk yılı aşkın bir sessizliği bozuyor.Ahmet Dinç’in akademik bir refleksle gazetecilik performansını buluşturduğu “Bozkürt” kitabı, Ülkücü Hareket’in Kürt ve Zaza kökenli üyelerinin deneyimlerini detaylıca işleyen özgün bir eser. Kitap, bölücü terörün sona erdirilmesi tartışmalarının yoğunlaştığı kritik bir dönemde yayımlanmasıyla ayrıca anlam kazanıyor. Dinç’in kullandığı belgeler ve arşivler, anlatının güvenilirliğini pekiştiriyor. Kitapta, Kürt ve Zaza kimliklerinin Türk milliyetçiliğiyle nasıl harmanlandığı ve bu hareket içindeki yeri başarılı şekilde anlatılmış. Bu eser, Türkiye’de kimlik ve siyaset ilişkisini anlamak için önemli bir kaynak.
me****i .
5
“Bozkürt”, Ülkücü Hareket’in Kürt ve Zaza kökenli mensuplarının saklı kalmış hikâyelerini gün yüzüne çıkaran, önemli bir araştırma kitabı. Ahmet Dinç, kapsamlı bir arşiv ve görüşme çalışmasıyla bu kesimin tarihini, deneyimlerini ve mücadelelerini ayrıntılı biçimde aktarıyor. Kitapta yer alan belgeler, fotoğraflar ve birinci elden tanıklıklar, anlatının gücünü artırıyor. “Bozkürtler”in iki halk arasındaki birliği sağlama rolü, eserin temel mesajlarından biri. Türkiye siyasi tarihini daha iyi anlamak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir çalışma. Yazarın önsözündeki şu satırlar altı çizilesi: “Şimdi artık ‘Bozkürtler’ için; o çekildikleri köşelerden çıkma, tahrip olan ilişkileri, zihinleri,
duyguları, müşterek gelecek hayallerini yeniden onarma konusunda bilinçli birer ‘ortak payda’ olarak
harekete geçme zamanıdır.
‘Bozkürtler’, iki halkın birliği ve ortak gelecek kurguları adına kırk küsur yıldır zarar gören
ne/neresi varsa, ‘PKK sonrası’ dönemde tüm hasarları onarmak için, her iki halkı da çok iyi tanıyan
uzmanlar olarak sahalara yeniden dönmelidir. (…) Yeni dönemde ‘Bozkürtler’ gerçek birer tutkal
olacaktır/olmalıdır.”
ki********ı .
5
Bir araştırmacı gazetecilik çalışması olan Ahmet Dinç imzalı “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Yayımlanmamış Hikayesi – Biji Türkiye” adlı eser, Türkiye’nin en çetin toplumsal ve siyasal meselelerinden biri olan kimlik ve terör sorununa farklı bir bakış açısı getiriyor. Yıllar boyunca sessizlikle örtülen bir alanı cesaretle aralayan kitap, özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda Ülkücü Hareket içerisinde yer almış Kürt ve Zaza bireylerin yaşam öykülerini özgün belgelerle gün yüzüne çıkarıyor.Dinç, akademik mesafeye sığınmayan; sade, akıcı ve hikâyeleştirici bir anlatım diliyle okuyucuyu içine çeken bir metin ortaya koyuyor. Diyarbakır Ülkü Ocakları'ndan Ziya Gökalp’e, Alparslan Türkeş’in tank üzerindeki olaylı Diyarbakır mitinginden Hormek Aşireti lideri M. Şerif Fırat’a kadar uzanan geniş bir yelpazede sunduğu tanıklıklar, okuyucunun zihin dünyasında yer etmiş birçok kalıp yargıyı sorgulatıyor.
“Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Yayımlanmamış Hikayesi”, yalnızca etnik kimliğiyle Ülkücü Hareket’e katılmış bireylerin geçmişini aydınlatmakla kalmıyor; aynı zamanda Kürtler ile Türkler arasında zaman içinde zedelenmiş olan ilişkilerin nasıl onarılabileceğine dair fikirler de sunuyor. Kitabın en dikkat çekici yönlerinden biri ise, PKK sonrası dönemde “Bozkürtler”in nasıl bir rol üstlenebileceği sorusu etrafında şekilleniyor.
Eserin önsözü, 27 Şubat 2025 tarihinde PKK’ya yönelik yapılan silah bırakma çağrısıyla aynı gün yazılmış olması nedeniyle, metni sadece tarihsel değil, aynı zamanda güncel bağlam içine de yerleştiriyor. Böylece geçmişle bugünü aynı potada eriterek, okuyucuya çok katmanlı bir okuma deneyimi sunuyor.
Arşiv belgeleri, birebir yapılmış mülakatlar ve çeşitli görsel materyallerle zenginleştirilen kitap, yalnızca belirli bir çevreye değil, her düzeyden okuyucuya hitap etme kapasitesine sahip. Kütüphanemde özel bir yere koyduğum bu eser, ideolojik önyargılardan uzak bir şekilde okunmayı fazlasıyla hak ediyor.
ba******i h.
- Açıklama
- Stok Kodu:9786051515786Sayfa Sayısı:336Baskı:1Basım Tarihi:2025-01Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:2. Hamur
- Yorumlar
- Yorum yazbo********n s. - 04.06.2025 11:525/5"Bozkürt, uzun yıllar görmezden gelinmiş bir toplumsal gerçekliği, büyük bir titizlikle gün yüzüne çıkarıyor. Kürt ve Zaza kökenli Ülkücülerin hikâyesini bu kadar ayrıntılı ve belgelerle desteklenmiş biçimde ilk kez bu kitapta okudum. Sadece kişisel tanıklıklarla değil, kapsamlı arşiv belgeleriyle ve yapılan röportajlarla desteklenen anlatı, hem güvenilir hem de çok etkileyici. Özellikle sağ-sol çatışmalarında hayatını kaybeden Bozkürtlerin listesini görmek, bu insanların uğradığı yok sayılmayı daha da çarpıcı hale getiriyor. Kitap, “milliyetçilik” kavramına ezber bozan bir yaklaşım getiriyor; farklı etnik kimliklere sahip bireylerin aynı ülkü etrafında nasıl birleştiğini anlamaya çalışıyor. Üstelik tüm bu tarihsel çaba, bugün yürütülen çözüm tartışmalarıyla da doğrudan ilişkili. Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısıyla aynı güne denk getirilen önsöz, bu eseri yalnızca geçmişe değil, bugüne ve geleceğe de dair bir kaynak haline getiriyor. Ahmet Dinç’in dili sade ama etkili. Okuru yormadan, ama zihninde uzun süre yer edecek cümlelerle örülmüş bir anlatı. Türkiye’nin yakın tarihine ilgi duyan, resmi anlatıların dışına çıkmak isteyen herkesin bu kitabı mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. İndeksteki A harfindeki anahtar kelimelere bakmak bile eserin ne kadar dolu dolu olduğunu anlamaya yetecektir: 12 Eylül, 12 Mart, 27 Mayıs, Abbas Bozyel, Abdi İpekçi, Abdulhaluk Mehmet Çay, Abdullah Alay, Abdullah Azrakçı, Abdullah Cevdet, Abdullah Köse, Abdullah Öcalan, Abdurrahman Öncel, Abdülbari Akdoğan, Abdülhak Hamit, Abdülhaluk Aksu, Abdülhamit Kılıç, Abdülhamit Tan, Abdüsselam Aşan, Abdüsselam Barzani, Abidin Özmen, Adalet Partisi, Adıyaman, Adil Erinan, Adnan Çiftçioğlu, Adnan Menderes, Afet İnan, Ağrı İsyanı, Ağuçanlı, Ahmed Cemil, Ahmet Agayef, Ahmet Arda, Ahmet Arvâsi, Ahmet Bican Ercilasun, Ahmet Buran, Ahmet Er, Ahmet Kaya, Ahmet Mumcu, Ahmet Oğuz, Ahmet Şanverdi, Ahmet Uçar, Ahmet Uğurlar, Akın Atalay, Akkeçili, AK Parti, Akşam gazetesi, Alaaddin Aldemir, Alaattin Korkmaz, Alevi, Ali Balseven, Ali Batman, Ali Bayram, Ali Birinci, Ali Desto, Ali Emiri, Ali Fuat Başgil, Ali Güngör, Ali Haydar Dikmen, Ali Haydar Koç, Ali İbrahim Ağa, Ali İhsan Bacalan, Ali İhsan Gültekin, Ali Koç, Ali Nüzhet, Ali Nüzhet Göksel, Alişan Satılmış, Ali Ulvi Ağıç, Ali yê Talo, Alparslan Türkeş, Alperen Ocağı, Alperen Ocakları, Alp Er Tunga, Alp Urungu, Altan Tan, Altun Destanı, ANAP, Anavatan Partisi, AP, Apo, Apocular, Arif Nihat Asya, Asım Perihanoğlu, Ata Pehlivanoğlu, Atatürk, Atilla Fırat, Atmalı, Atsız, Avni Özgürel, Aydın Candabakoğlu, Aydın Engin, Aydın Taneri, Aydil Erol, Ayhan Özgün, Ayşe Hür, Azerbaycan."mi*******i . - 04.06.2025 09:195/5“Bozkürt”ü okurken zihnimde birçok şey yeniden şekilleniyor. Kitabın daha ilk sayfalarında, bildiğimi sandığım Türkiye tarihinin aslında ne kadar eksik anlatıldığını fark ediyorum. Ülkücü hareketle Kürt kimliğinin yan yana gelişini bugüne kadar hiç düşünmemişim bile. Ahmet Dinç, bu iki zıt gibi görünen yapıyı öyle doğal ve belgelerle açıklıyor ki, hayret duygum sürekli canlı kalıyor. Her bölümde başka bir karakterle tanışıyorum. Bazılarının hikâyesi acı verici, bazıları ise dirençli ama hepsi gerçek. Üstelik yazarın dili öyle sade ve güçlü ki, okurken akademik bir makale değil, hayatın içinden gelen sesleri duyuyormuşum gibi hissediyorum. Bu seslerin bastırılmış olması ise en çok içimi burkan şeylerden biri. Kitap sadece bireyleri değil, bir dönemin siyasi atmosferini de çok iyi anlatıyor. Özellikle 1980 öncesinde Doğu ve Güneydoğu’da kurulan ülkü ocaklarını, orada görev yapan kişilerin deneyimlerini ve sonrasında yaşanan kopuşları okumak sarsıcı. “Bozkürt” bana kalırsa sadece ülkücülere ya da Kürtlere değil, bu ülkede kimlikler üzerine biraz olsun düşünen herkes için çok önemli bir kaynak. Hiçbir şey siyah-beyaz değil; bu kitap bunu çok iyi gösteriyor. Okudukça zihindeki yargılar kırılıyor.bo****t . - 03.06.2025 19:115/5Ahmet Dinç’in Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi kitabı, Türkiye’nin yakın dönem siyasi tarihi içinde şimdiye kadar yeterince görünür olmayan bir hakikati açığa çıkarıyor. Ülkücü Hareket’e gönül vermiş, fakat Kürt ve Zaza kimliklerinden dolayı sessiz kalmış bir topluluğun öyküsü, büyük bir titizlikle aktarılmış. Kitabın en çarpıcı yönlerinden biri, 1970’li yıllardan itibaren Kürtlerin Ülkücü Hareket’e neden ve nasıl katıldığını belgeleyen anlatılara yer vermesi. Ahmet Dinç’in röportajlara ve özgün arşiv çalışmalarına dayanan yöntemi, çalışmanın akademik değerini de artırıyor. Ziya Gökalp’ten başlayarak, Hormek Aşireti’nden BBP’li kadrolara kadar geniş bir çerçevede ilerleyen kitap, okuyucuyu sürekli düşünmeye zorluyor: Kimlik, aidiyet, siyaset ve bireysel tercihler üzerine… Ahmet Dinç’in bu çalışması, kimlik siyasetinin dar kalıplar içinde ele alındığı Türkiye’de, farklı kimliklerin ortak bir mücadele hattında nasıl yer aldığını anlamaya çalışanlar için eşsiz. Bozkürt, resmi tarih anlatılarına alternatif bir perspektif sunuyor ve bu yönüyle cesur bir yayın. Hayat Yayınları’nın bu tür çalışmalarla toplumsal hafızayı zenginleştirmesi ayrıca takdire şayan. Dinç'in önsözündeki şu satırların altını çizmeliyim: “Şimdi artık ‘Bozkürtler’ için; o çekildikleri köşelerden çıkma, tahrip olan ilişkileri, zihinleri, duyguları, müşterek gelecek hayallerini yeniden onarma konusunda bilinçli birer ‘ortak payda’ olarak harekete geçme zamanıdır. ‘Bozkürtler’, iki halkın birliği ve ortak gelecek kurguları adına kırk küsur yıldır zarar gören ne/neresi varsa, ‘PKK sonrası’ dönemde tüm hasarları onarmak için, her iki halkı da çok iyi tanıyan uzmanlar olarak sahalara yeniden dönmelidir. (…) Yeni dönemde ‘Bozkürtler’ gerçek birer tutkal olacaktır/olmalıdır.”zü*********u . - 03.06.2025 16:265/5“Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” , Türkiye siyasi tarihinde uzun süredir unutulmuş bir yönünü, yani Ülkücü Hareket içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin hikâyelerini anlatıyor. Ahmet Dinç’in yazdığı kitapta, bu kesimin kimlik arayışı, milliyetçi ideolojiye bağlanması ve yaşadıkları çelişkiler derinlemesine işleniyor. Kitap, MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in liderliğinde örgütlenen Kürt ve Zaza aktörlerinin geçmişten bugüne yaşadıkları süreçleri, özel röportajlar, arşiv belgeleri ve fotoğraflarla destekleyerek aktarıyor. Özellikle 12 Eylül öncesi ve sonrası dönemlerdeki gelişmeler, Doğu ve Güneydoğu’daki Ülkü Ocakları'nın kuruluş süreci ve etkinlikleri dikkatle inceleniyor. Diyarbakır’da Türkeş’in bir tank üzerinde yaptığı konuşma gibi önemli anekdotlar da eseri zenginleştiriyor. Ayrıca kitabın yeni baskısının önsözünün, Öcalan’ın silah bırakma çağrısının açıklandığı tarihte yazılmış olması, esere meşrutiyet dönemi niteliği kazandırıyor. Yazar, Bozkürt’lerin gelecekte toplumlar arasında bir tutkal görevini görebileceğini; PKK sonrası dönemde barış ve ortak gelecek inşasında önemli bir unsur olabileceklerini vurguluyor. Siyasi tarih meraklıları için önemli bir başvuru kaynağı olan Bozkürt , hem tarihsel hem de toplumsal boyutlarıyla çarpıcı bulgular sunuyor. Kapaktan bazı çarpıcı soru başlıkları şöyle: Türkeş'in Kürtlere ve Alevilere yönelik çıkardığı gazetenin adı neydi, kimler yazdı? Abdüsselam Barzani’yi astıran Osmanlı valisi, ünlü edebiyatçı kimdi ve Ziya Gökalp ile ilgisi neydi? Hormek aşireti lideri Mehmet Şerif Fırat, Kürtlerin Türk olduğunu savunduğu eserini neden yazdı, neden öldürüldü? Ülkücü Hareket içinde yetişmiş, topluma katkı sunmuş Kürt siyasetçiler ve aydınlar kimlerdi? Akrabaları ‘dağa çıkan’ BBP’li Bozkürtler kimlerdi? Bazı Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü Hareket’e katıldı, niçin Türkeş’in en sadık askerleri oldular?çe**i . - 03.06.2025 16:255/5“Bozkürt” , Türkiye siyasi tarihinde uzun süre sessizliğe gömülmüş bir konuya ışık tutuyor. Ahmet Dinç’in kaleme aldığı eser, Ülkücü Hareket içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin hikâyelerini anlatıyor. Kitap, bu kesimin milliyetçi kimliğini, mücadelelerini ve toplumsal deneyimlerini kapsamlı arşiv çalışmalarına ve özel röportajlara dayanarak aktarıyor. MHP’nin kuruluşundan günümüze kadar partinin etrafında şekillenen Kürt ve Zaza kadrolarının rolleri detaylı biçimde ele alınıyor. Özellikle Alparslan Türkeş’in 1975 yılında Diyarbakır’da yaptığı tarihi tank konuşması gibi anlar, dönemin siyasi atmosferini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Kitap, PKK sonrası dönemde yayımlanmış olmasıyla da dikkat çekiyor. Yeni baskının önsözü, Öcalan’ın silah bırakma çağrısının yapıldığı aynı gün yazılmış. Yazar, Bozkürt’lerin artık barış sürecinde “tutkal” görevini üstlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Siyasi tarih meraklıları ve toplumsal kimlik tartışmalarına ilgi duyanlar için önemli bir referans kaynağı olan Bozkürt , hem tarihsel hem de duygusal boyutlarıyla çarpıcı bir okuma deneyimi sunuyor.da******d . - 03.06.2025 16:245/5Ahmet Dinç’in “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” adlı kitabı, Türkiye’nin siyasi tarihinde uzun süredir sessizliğe gömülmüş önemli bir konuya ışık tutuyor. Eser, Ülkücü Hareket içinde yer alan Kürt ve Zaza kökenli bireylerin kimlik çatışmalarını, mücadelelerini ve katkılarını derinlemesine inceliyor. Dinç, MHP'nin kuruluşundan günümüze kadar partinin etrafında örgütlenen Kürt ve Zaza figürlerinin hikâyelerine yer veriyor. Kitap, bu kişilerin milliyetçi kimlikleriyle yaşadıkları içsel çatışmaları, toplumsal baskıları ve siyasi rollerini anlatırken, aynı zamanda özel röportajlar ve arşiv belgeleriyle desteklenmiş güçlü bir içerik sunuyor. Alparslan Türkeş’in 1975 yılında Diyarbakır’da bir tankın üzerinde yaptığı konuşma gibi tarihi anlar, dönemin atmosferini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu illerindeki Ülkü Ocakları'nın kurulduğu süreçler de detaylı biçimde ele alınıyor. Kitap, PKK sonrası dönemde yayımlanmış olmasıyla da dikkat çekiyor. Yeni baskının önsözü, Öcalan’ın silah bırakma açıklamasının yapıldığı 27 Şubat 2025 tarihinde kaleme alınmış. Bu tarihsel yakınlık, eseri geçmişe değil, bugüne ve geleceğe yönelik bir barış çağrısı olarak okumamızı sağlıyor. Yazar, Bozkürt’lerin artık “tutkal” görevini üstlenmesi gerektiğini, iki halk arasında ortak bir gelecek inşa edilmesi için sahaya dönmesi gerektiğini vurguluyor. Siyasi ve toplumsal tarih açısından değerli bulgular sunan Bozkürt , hem okurun tarihsel bilgisini zenginleştiriyor hem de duygusal boyutuyla çarpıcı anlatımıyla kalıcı bir iz bırakıyor.jo****l . - 03.06.2025 16:235/5Ahmet Dinç’in “Bozkürt” kitabı, sadece bir tarih kitabı değil, aynı zamanda Türkiye’de kimlik ve siyaset arasındaki ince çizgiyi ortaya koyan güçlü bir anlatı. Kitapta Kürt ve Zaza kökenli ülkücülerin verdiği mücadeleler, zorluklar ve ideolojik bağlılıklar açık ve net bir şekilde aktarılmış. Dinç’in kullandığı kaynaklar ve birinci elden tanıklıklar, eserin değerini artırıyor. Kitap, “Bozkürtler”in gelecekte oynayabileceği rol üzerine düşündürücü mesajlar veriyor. Bu eser, Türkiye siyasi tarihiyle ilgilenen herkesin kitaplığında bulunmalı.fa*******r . - 03.06.2025 16:225/5“Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” , Türkiye’nin siyasi ve toplumsal tarihinde uzun süredir sessizliğe terk edilmiş bir kesimin hikâyesini gün ışığına çıkarıyor. Ahmet Dinç’in kaleme aldığı bu eser, Türk milliyetçiliğini benimsemiş Kürt ve Zaza kökenli bireylerin yaşadıkları, mücadeleleri, kimlik arayışları ve Ülkücü Hareket içindeki yerleri üzerine derinlemesine bir inceleme sunuyor. Kitap, sadece siyasi bir analizden öteye geçerek, kişisel anılar, özel röportajlar ve kapsamlı arşiv çalışmaları ile zenginleşiyor. Özellikle MHP’nin kuruluşundan bugüne kadar partinin etrafında şekillenen Kürt ve Zaza kadrolarının rolleri detaylı biçimde ele alınıyor. Bu kişilerin Türkeş liderliğinde nasıl örgütlendikleri, hangi zorluklarla karşılaştıkları ve neler feda ettikleri, okuru geçmişe farklı bir pencereden bakmaya davet ediyor. Diyarbakır’daki tarihi miting gibi önemli anekdotlar da kitabın değerini artırıyor. Alparslan Türkeş’in bir tankın üzerine çıkarak yaptığı konuşma, dönemin atmosferini anlamak açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca bu bölgenin milliyetçi harekete nasıl yön verdiğine dair dikkat çekici bilgiler de yer alıyor. 328 sayfalık bu çalışma, PKK sonrası dönemde yayımlanmış olmasıyla da dikkat çekiyor. Kitabın yeni baskısının önsözü, Öcalan’ın silah bırakma çağrısının duyulduğu aynı gün yazılmış; bu da eseri hem geçmişe ışık tutan hem de geleceği düşünmeye teşvik eden bir metin haline getiriyor. Yazar, Bozkürt’leri artık bir “tutkal” olarak görebileceğimizi, toplumlar arası barış ve ortak gelecek inşasında önemli bir rol üstlenebileceklerini vurguluyor. Siyasi tarih meraklıları için önemli bir referans kaynağı olan Bozkürt , kültürel kimlik, milliyetçilik ve bölge dinamikleri üzerine çalışan akademisyenler ve araştırmacılar için de değerli bir kaynak. Hem tarihsel hem duygusal boyutlarıyla çarpıcı bir okuma deneyimi sunuyor.me****i . - 03.06.2025 16:205/5Ülkücü Hareket'in bilinmeyen yüzü, Kürt ve Zaza kökenli mensuplarının gerçek hikâyeleriyle gün yüzüne çıkıyor. Bölücü terörün sona erdirilmesi tartışmalarının yoğunlaştığı şu günlerde yayımlanan Bozkürt, kırk yılı aşkın bir sessizliği bozuyor.Ahmet Dinç’in akademik bir refleksle gazetecilik performansını buluşturduğu “Bozkürt” kitabı, Ülkücü Hareket’in Kürt ve Zaza kökenli üyelerinin deneyimlerini detaylıca işleyen özgün bir eser. Kitap, bölücü terörün sona erdirilmesi tartışmalarının yoğunlaştığı kritik bir dönemde yayımlanmasıyla ayrıca anlam kazanıyor. Dinç’in kullandığı belgeler ve arşivler, anlatının güvenilirliğini pekiştiriyor. Kitapta, Kürt ve Zaza kimliklerinin Türk milliyetçiliğiyle nasıl harmanlandığı ve bu hareket içindeki yeri başarılı şekilde anlatılmış. Bu eser, Türkiye’de kimlik ve siyaset ilişkisini anlamak için önemli bir kaynak.ki********ı . - 03.06.2025 16:195/5“Bozkürt”, Ülkücü Hareket’in Kürt ve Zaza kökenli mensuplarının saklı kalmış hikâyelerini gün yüzüne çıkaran, önemli bir araştırma kitabı. Ahmet Dinç, kapsamlı bir arşiv ve görüşme çalışmasıyla bu kesimin tarihini, deneyimlerini ve mücadelelerini ayrıntılı biçimde aktarıyor. Kitapta yer alan belgeler, fotoğraflar ve birinci elden tanıklıklar, anlatının gücünü artırıyor. “Bozkürtler”in iki halk arasındaki birliği sağlama rolü, eserin temel mesajlarından biri. Türkiye siyasi tarihini daha iyi anlamak isteyen herkesin mutlaka okuması gereken bir çalışma. Yazarın önsözündeki şu satırlar altı çizilesi: “Şimdi artık ‘Bozkürtler’ için; o çekildikleri köşelerden çıkma, tahrip olan ilişkileri, zihinleri, duyguları, müşterek gelecek hayallerini yeniden onarma konusunda bilinçli birer ‘ortak payda’ olarak harekete geçme zamanıdır. ‘Bozkürtler’, iki halkın birliği ve ortak gelecek kurguları adına kırk küsur yıldır zarar gören ne/neresi varsa, ‘PKK sonrası’ dönemde tüm hasarları onarmak için, her iki halkı da çok iyi tanıyan uzmanlar olarak sahalara yeniden dönmelidir. (…) Yeni dönemde ‘Bozkürtler’ gerçek birer tutkal olacaktır/olmalıdır.”ba******i h. - 26.05.2025 21:065/5Bir araştırmacı gazetecilik çalışması olan Ahmet Dinç imzalı “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Yayımlanmamış Hikayesi – Biji Türkiye” adlı eser, Türkiye’nin en çetin toplumsal ve siyasal meselelerinden biri olan kimlik ve terör sorununa farklı bir bakış açısı getiriyor. Yıllar boyunca sessizlikle örtülen bir alanı cesaretle aralayan kitap, özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda Ülkücü Hareket içerisinde yer almış Kürt ve Zaza bireylerin yaşam öykülerini özgün belgelerle gün yüzüne çıkarıyor.Dinç, akademik mesafeye sığınmayan; sade, akıcı ve hikâyeleştirici bir anlatım diliyle okuyucuyu içine çeken bir metin ortaya koyuyor. Diyarbakır Ülkü Ocakları'ndan Ziya Gökalp’e, Alparslan Türkeş’in tank üzerindeki olaylı Diyarbakır mitinginden Hormek Aşireti lideri M. Şerif Fırat’a kadar uzanan geniş bir yelpazede sunduğu tanıklıklar, okuyucunun zihin dünyasında yer etmiş birçok kalıp yargıyı sorgulatıyor. “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Yayımlanmamış Hikayesi”, yalnızca etnik kimliğiyle Ülkücü Hareket’e katılmış bireylerin geçmişini aydınlatmakla kalmıyor; aynı zamanda Kürtler ile Türkler arasında zaman içinde zedelenmiş olan ilişkilerin nasıl onarılabileceğine dair fikirler de sunuyor. Kitabın en dikkat çekici yönlerinden biri ise, PKK sonrası dönemde “Bozkürtler”in nasıl bir rol üstlenebileceği sorusu etrafında şekilleniyor. Eserin önsözü, 27 Şubat 2025 tarihinde PKK’ya yönelik yapılan silah bırakma çağrısıyla aynı gün yazılmış olması nedeniyle, metni sadece tarihsel değil, aynı zamanda güncel bağlam içine de yerleştiriyor. Böylece geçmişle bugünü aynı potada eriterek, okuyucuya çok katmanlı bir okuma deneyimi sunuyor. Arşiv belgeleri, birebir yapılmış mülakatlar ve çeşitli görsel materyallerle zenginleştirilen kitap, yalnızca belirli bir çevreye değil, her düzeyden okuyucuya hitap etme kapasitesine sahip. Kütüphanemde özel bir yere koyduğum bu eser, ideolojik önyargılardan uzak bir şekilde okunmayı fazlasıyla hak ediyor.
