Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Düşünsel Duygulanımcı Davranış Terapisi Ertuğrul Köroğlu

Düşünsel Duygulanımcı Davranış Terapisi

Liste Fiyatı : 7,82
İndirimli Fiyat : 5,47
Kazancınız : 2,35
9789753001229
377800
Düşünsel Duygulanımcı Davranış Terapisi
Düşünsel Duygulanımcı Davranış Terapisi
5.47
Düşünsel Duygulanıma Davranış Terapisi (DDDT) (Rasyonel Emotif Davranış Terapisi), diğer bütün psikoterapi türlerinden değişik olarak, güçlü felsefi temelleri olan ve yaşama bakış açısında, diğer bir deyişle yaşam felsefesinde köklü değişiklikler yapılmasını amaçlayan bir psikoterapi biçimidir.İnsanların işlevselliğinin üç ana psikolojik boyutu vardır: Bunlar düşünceler, duygular ve davranışlardır. Bu üç alan birbiriyle ilişki içindedir, birinde olan bir değişiklik çoğu zaman diğer ikisinde de birtakım değişikliklere yol açar. Dolayısıyla insanlar bir olay hakkında düşünme biçimlerini değiştirirlerse, büyük bir olasılıkla bu olay hakkında ne duyumsadıklarını ve bu olaya karşı gösterdikleri davranışsal tepkilerini de değiştirirler. Davranışlarımızdaki değişiklikler de benzer bir biçimde düşünme biçimimizde değişikliklere yol açar.İnsanların duygularının en önemli belirleyicisi biliş, diğer bir deyişle düşüncedir. Yalın bir deyişle "Ne düşünüyorsak onu hissederiz". Bizim kendimizi iyi ya da kötü hissetmemizi belirleyen, olaylar ya da diğer insanlar değildir; biz öyle düşündüğümüz için öyle hissederiz. Ne olup bitiyorsa bu bizim bilişsel dünyamızda olup bitmektedir. Gösterdiğimiz duygusal tepkilerin doğrudan sorumlusu bizim algılarımız, daha doğrusu algılarımıza ilişkin kendi değerlendirmelerimizdir. Dünya bir aynadır, ne düşünüyorsak dışarıda da onu görür, onu yaşarız. Ruhsal rahatsızlıklarımızın başlıca belirleyicisi de işlevsel olmayan düşünce biçimimizdir. İstenmedik tepkinin başlıca nedeni olan akılcı olmayan yerleşik düşünce hemen her zaman, açık ya da örtük bir dayatmadan ("olmazsa olmaz"cılık), korkunç görmeden, insanları derecelendirmeden ya da katlanamayacağını sanmadan kaynaklanıyordur. Yaşadığımız sıkıntı, akılcı olmayan düşünce biçimimizden kaynaklanıyorsa, yaşadığımız sıkıntıyla başa çıkmanın başlıca yolu da düşünce biçimimizi değiştirmektir. Belimizi büken, taşıdığımız yük değil, onu nasıl taşıdığımızdır.DDDT'de danışanın sorunlarını çözümleyebilmesi, kendi içinde, kendi kendine yaptığı konuşmaları ayırt edebilmesi, kendine özgü akılcı olmayan yerleşik düşünceleri ayıklayabilmesi, diğer bir deyişle içgörü kazanmış olması ve bunları akılcı düşüncelerle değiştirebiliyor olması gerekir. Dolayısıyla edindiği yeni davranışlar artık bir alışkanlık olması gerekir. Genel bir deyişle, olaylara yeni bir bakış açısı getirebilmeyi öğrenmiş, yeni bir yaşam felsefesi benimsemiş, olması gerekir...
  • Açıklama
    • Düşünsel Duygulanıma Davranış Terapisi (DDDT) (Rasyonel Emotif Davranış Terapisi), diğer bütün psikoterapi türlerinden değişik olarak, güçlü felsefi temelleri olan ve yaşama bakış açısında, diğer bir deyişle yaşam felsefesinde köklü değişiklikler yapılmasını amaçlayan bir psikoterapi biçimidir.İnsanların işlevselliğinin üç ana psikolojik boyutu vardır: Bunlar düşünceler, duygular ve davranışlardır. Bu üç alan birbiriyle ilişki içindedir, birinde olan bir değişiklik çoğu zaman diğer ikisinde de birtakım değişikliklere yol açar. Dolayısıyla insanlar bir olay hakkında düşünme biçimlerini değiştirirlerse, büyük bir olasılıkla bu olay hakkında ne duyumsadıklarını ve bu olaya karşı gösterdikleri davranışsal tepkilerini de değiştirirler. Davranışlarımızdaki değişiklikler de benzer bir biçimde düşünme biçimimizde değişikliklere yol açar.İnsanların duygularının en önemli belirleyicisi biliş, diğer bir deyişle düşüncedir. Yalın bir deyişle "Ne düşünüyorsak onu hissederiz". Bizim kendimizi iyi ya da kötü hissetmemizi belirleyen, olaylar ya da diğer insanlar değildir; biz öyle düşündüğümüz için öyle hissederiz. Ne olup bitiyorsa bu bizim bilişsel dünyamızda olup bitmektedir. Gösterdiğimiz duygusal tepkilerin doğrudan sorumlusu bizim algılarımız, daha doğrusu algılarımıza ilişkin kendi değerlendirmelerimizdir. Dünya bir aynadır, ne düşünüyorsak dışarıda da onu görür, onu yaşarız. Ruhsal rahatsızlıklarımızın başlıca belirleyicisi de işlevsel olmayan düşünce biçimimizdir. İstenmedik tepkinin başlıca nedeni olan akılcı olmayan yerleşik düşünce hemen her zaman, açık ya da örtük bir dayatmadan ("olmazsa olmaz"cılık), korkunç görmeden, insanları derecelendirmeden ya da katlanamayacağını sanmadan kaynaklanıyordur. Yaşadığımız sıkıntı, akılcı olmayan düşünce biçimimizden kaynaklanıyorsa, yaşadığımız sıkıntıyla başa çıkmanın başlıca yolu da düşünce biçimimizi değiştirmektir. Belimizi büken, taşıdığımız yük değil, onu nasıl taşıdığımızdır.DDDT'de danışanın sorunlarını çözümleyebilmesi, kendi içinde, kendi kendine yaptığı konuşmaları ayırt edebilmesi, kendine özgü akılcı olmayan yerleşik düşünceleri ayıklayabilmesi, diğer bir deyişle içgörü kazanmış olması ve bunları akılcı düşüncelerle değiştirebiliyor olması gerekir. Dolayısıyla edindiği yeni davranışlar artık bir alışkanlık olması gerekir. Genel bir deyişle, olaylara yeni bir bakış açısı getirebilmeyi öğrenmiş, yeni bir yaşam felsefesi benimsemiş, olması gerekir...
      Stok Kodu
      :
      9789753001229
      Baskı
      :
      4
      Basım Tarihi
      :
      2012-01
      Kapak Türü
      :
      Mustafa Alibaşoğlu
      Kağıt Türü
      :
      1.Hamur
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat