Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Gülendam Necmi Duygulu

GülendamBiz Hep sevdik

Liste Fiyatı : 11,96
İndirimli Fiyat : 8,37
Kazancınız : 3,59
9786059490733
9267804
Gülendam
Gülendam Biz Hep sevdik
8.37
BİZ HEP SEVDİK
Hey hayat! Hey sihirli sözcük! Hey sihirli ve gizemli olgu! Hayat aslında bir
yoculuktur bilinmeyene. Bize verilen süredir ömür. Buna yaşamak diyorlar.
Yaşamak! Hak mı, görev mi? Yoksa öylesine mi verilmiştir ölümlü insana,
oyalansın diye? Tüketsin zamanı, tükenerek. Her günü bitirirken, içinde anlamsız
bir sevinç ve sızlanmalarla ve yarın özlemleriyle. Yarından bir şeyler ummak mı,
biraz da endişeyle?. Her akşam oluşunda "Bu gün de zarardayız kuzum..."
diyerek, hayıflanmak mı? Yoksa, boş vermek mi zamanın geçişine? Şairin
deyişiyle "Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç " demek mi ömrüne?
Tatminsiz yüreğine söz geçirememek mi? Yoksa tatmin aramak mı, sonlu
dünyada? Mevcut olmadığını bile bile mutluluğu aramak mı? Her kapı çalınışında"
İşte, geldi sonunda. Geleceğini biliyordum." diye umutlanmak mı? Sonundaki
hüsranı hesaba katmadan hep ummak mı bir şeyler?
Her başlayan günden mucizeler beklemek neden? Oysa, mucizelerin
olmadığını bilmeli değil mi insan? Mucizelerin yalnızca masallarda olduğunu
bilmeli değil mi boşuna umutlanan yürekler? Sonunda umutlar, yerini hayal
kırıklıklarına bırakarak Kaf Dağı'nın ardına çekildiğinde, mucize beklediğine
öfkelenmek mi? Bize biçilen zamanı dolu dolu yaşamaya karar vermek
hovardalık mı? Zamanı hovardaca tüketmek mi aldığımız intikam? Yoksa soğuk BİZ HEP SEVDİK
Hey hayat! Hey sihirli sözcük! Hey sihirli ve gizemli olgu! Hayat aslında bir
yoculuktur bilinmeyene. Bize verilen süredir ömür. Buna yaşamak diyorlar.
Yaşamak! Hak mı, görev mi? Yoksa öylesine mi verilmiştir ölümlü insana,
oyalansın diye? Tüketsin zamanı, tükenerek. Her günü bitirirken, içinde anlamsız
bir sevinç ve sızlanmalarla ve yarın özlemleriyle. Yarından bir şeyler ummak mı,
biraz da endişeyle?. Her akşam oluşunda "Bu gün de zarardayız kuzum..."
diyerek, hayıflanmak mı? Yoksa, boş vermek mi zamanın geçişine? Şairin
deyişiyle "Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç " demek mi ömrüne?
Tatminsiz yüreğine söz geçirememek mi? Yoksa tatmin aramak mı, sonlu
dünyada? Mevcut olmadığını bile bile mutluluğu aramak mı? Her kapı çalınışında"
İşte, geldi sonunda. Geleceğini biliyordum." diye umutlanmak mı? Sonundaki
hüsranı hesaba katmadan hep ummak mı bir şeyler?
Her başlayan günden mucizeler beklemek neden? Oysa, mucizelerin
olmadığını bilmeli değil mi insan? Mucizelerin yalnızca masallarda olduğunu
bilmeli değil mi boşuna umutlanan yürekler? Sonunda umutlar, yerini hayal
kırıklıklarına bırakarak Kaf Dağı'nın ardına çekildiğinde, mucize beklediğine
öfkelenmek mi? Bize biçilen zamanı dolu dolu yaşamaya karar vermek
hovardalık mı? Zamanı hovardaca tüketmek mi aldığımız intikam? Yoksa soğuk bir yemek mi intikam dediğimiz? Ve insan soğuk soğuk tüketirken intikamı,
kendini mi tüketmektedir farkında olmaksızın. Ana rahmindeki kısacık yolu
tüketip dünyaya gelmekle, bir namazlık saltanatın arasındaki yol bunca kısa mı?
Bunca kısa ve anlamsız mı yaşamak?
  • Açıklama
    • BİZ HEP SEVDİK
      Hey hayat! Hey sihirli sözcük! Hey sihirli ve gizemli olgu! Hayat aslında bir
      yoculuktur bilinmeyene. Bize verilen süredir ömür. Buna yaşamak diyorlar.
      Yaşamak! Hak mı, görev mi? Yoksa öylesine mi verilmiştir ölümlü insana,
      oyalansın diye? Tüketsin zamanı, tükenerek. Her günü bitirirken, içinde anlamsız
      bir sevinç ve sızlanmalarla ve yarın özlemleriyle. Yarından bir şeyler ummak mı,
      biraz da endişeyle?. Her akşam oluşunda "Bu gün de zarardayız kuzum..."
      diyerek, hayıflanmak mı? Yoksa, boş vermek mi zamanın geçişine? Şairin
      deyişiyle "Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç " demek mi ömrüne?
      Tatminsiz yüreğine söz geçirememek mi? Yoksa tatmin aramak mı, sonlu
      dünyada? Mevcut olmadığını bile bile mutluluğu aramak mı? Her kapı çalınışında"
      İşte, geldi sonunda. Geleceğini biliyordum." diye umutlanmak mı? Sonundaki
      hüsranı hesaba katmadan hep ummak mı bir şeyler?
      Her başlayan günden mucizeler beklemek neden? Oysa, mucizelerin
      olmadığını bilmeli değil mi insan? Mucizelerin yalnızca masallarda olduğunu
      bilmeli değil mi boşuna umutlanan yürekler? Sonunda umutlar, yerini hayal
      kırıklıklarına bırakarak Kaf Dağı'nın ardına çekildiğinde, mucize beklediğine
      öfkelenmek mi? Bize biçilen zamanı dolu dolu yaşamaya karar vermek
      hovardalık mı? Zamanı hovardaca tüketmek mi aldığımız intikam? Yoksa soğuk BİZ HEP SEVDİK
      Hey hayat! Hey sihirli sözcük! Hey sihirli ve gizemli olgu! Hayat aslında bir
      yoculuktur bilinmeyene. Bize verilen süredir ömür. Buna yaşamak diyorlar.
      Yaşamak! Hak mı, görev mi? Yoksa öylesine mi verilmiştir ölümlü insana,
      oyalansın diye? Tüketsin zamanı, tükenerek. Her günü bitirirken, içinde anlamsız
      bir sevinç ve sızlanmalarla ve yarın özlemleriyle. Yarından bir şeyler ummak mı,
      biraz da endişeyle?. Her akşam oluşunda "Bu gün de zarardayız kuzum..."
      diyerek, hayıflanmak mı? Yoksa, boş vermek mi zamanın geçişine? Şairin
      deyişiyle "Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç " demek mi ömrüne?
      Tatminsiz yüreğine söz geçirememek mi? Yoksa tatmin aramak mı, sonlu
      dünyada? Mevcut olmadığını bile bile mutluluğu aramak mı? Her kapı çalınışında"
      İşte, geldi sonunda. Geleceğini biliyordum." diye umutlanmak mı? Sonundaki
      hüsranı hesaba katmadan hep ummak mı bir şeyler?
      Her başlayan günden mucizeler beklemek neden? Oysa, mucizelerin
      olmadığını bilmeli değil mi insan? Mucizelerin yalnızca masallarda olduğunu
      bilmeli değil mi boşuna umutlanan yürekler? Sonunda umutlar, yerini hayal
      kırıklıklarına bırakarak Kaf Dağı'nın ardına çekildiğinde, mucize beklediğine
      öfkelenmek mi? Bize biçilen zamanı dolu dolu yaşamaya karar vermek
      hovardalık mı? Zamanı hovardaca tüketmek mi aldığımız intikam? Yoksa soğuk bir yemek mi intikam dediğimiz? Ve insan soğuk soğuk tüketirken intikamı,
      kendini mi tüketmektedir farkında olmaksızın. Ana rahmindeki kısacık yolu
      tüketip dünyaya gelmekle, bir namazlık saltanatın arasındaki yol bunca kısa mı?
      Bunca kısa ve anlamsız mı yaşamak?
      Stok Kodu
      :
      9786059490733
      Boyut
      :
      135-210
      Sayfa Sayısı
      :
      304
      Basım Yeri
      :
      Edirne
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2020-11
      Kapak Türü
      :
      Karton
      Kağıt Türü
      :
      Kitap kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat