Sepetim (0) Toplam: 0,00
%30
Saray Rejimi Deniz Yıldırım

Saray Rejimi

Liste Fiyatı : 6,00
İndirimli Fiyat : 4,20
Kazancınız : 1,80
9789944611947
470339
Saray Rejimi
Saray Rejimi
4.20
Türkiye'de sağ, yönetme kabiliyetini yitirdiğinde, otoriterleşme ve gayrinizami harp teknikleriyle sokağı, hayatı, muhalefeti baskılama yoluna gitmek dışında seçeneği kalmadığında bir cepheleştirme stratejisine başvurmaktadır. Başta liberal, muhafazakâr, demokra sonra milliyetçi. Adının Vatan Cephesi, Milliyetçi Cephe ya da Saray Cephesi olması genel sonucu değiştirmez; söz konusu cepheleştirme stratejisi çözülmenin, zayıflamanın ve genellikle ilkbaharın değil, sonbaharın göstergesidir. Varsayılanın aksine, Saray Rejimi düşünüldüğünden de zayıftır. Kuvvetlerin tümünü kendi etrafında toplama hamleleri; darbe girişimini Cumhurbaşkanı'nın eniştesinden, Başbakan'ın da ‘eşinden, dostundan' öğrenmesi ile sonuçlanmıştır. ‘Sır küpü' olarak görülen kurum ve kişiler bile bu en zor anda Saray'ın yanında yer almamış ya da alamamıştır. Diğer bir ifadeyle, her şeyi kontrol etmek isteyenlerin hiçbir şeyi kontrol edemedikleri görülmüştür. Ancak düşünüldüğünden zayıf olması, onun daha da saldırganlaşmayacağı anlamına gelmez. Evet, Saray OHAL ilan etti; evet, bunu bir dikta fırsatına çevirmek istiyor. Buna karşın her dikta hamlesi; zor aygıtları içinde ve toplum üzerinde her sıkılaştırma girişimi Saray'ı daha da kırılgan ve zayıf hale getiriyor. Ortada bir büyük devlet krizi var ve bunu devlet içindeki farklı otoriterlik formülleriyle aşmak mümkün görünmüyor. 1950'li yılların başında Türkiye'yi Atlantik İttifakı'na, NATO'ya sokmak için Kore'ye Mehmetçik'i gönderen, 70'lerde Gladyo'nun Türkiye'de sopası olanlar, Kontrgerilla'yı örgütleyenler, ABD ve emperyalizm karşısında kuzu olanlar, Türkiye topraklarını yabancı askeri üslerle donatanlar,Ben Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanıyım diyenler; Türkiye'yi ABD ve NATO projelerinde görevli hale getirenler, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası ABD'nin Ilımlı İslam siyasetini topluma dayatarak, hem kendi iktidarlarını devam ettirmeye hem de emperyalist güçlerin emellerini uygulamaya çalışmışlardır. Son günlerde başkanlık tartışması ve aceleyle yapılan anayasa değişikliğiyle gündemi işgal eden bu siyaset, 50'li yıllardan bu yana devam ederek günümüze kadar gelen işbirlikçi politikalar dışında değildir.
  • Açıklama
    • Türkiye'de sağ, yönetme kabiliyetini yitirdiğinde, otoriterleşme ve gayrinizami harp teknikleriyle sokağı, hayatı, muhalefeti baskılama yoluna gitmek dışında seçeneği kalmadığında bir cepheleştirme stratejisine başvurmaktadır. Başta liberal, muhafazakâr, demokra sonra milliyetçi. Adının Vatan Cephesi, Milliyetçi Cephe ya da Saray Cephesi olması genel sonucu değiştirmez; söz konusu cepheleştirme stratejisi çözülmenin, zayıflamanın ve genellikle ilkbaharın değil, sonbaharın göstergesidir. Varsayılanın aksine, Saray Rejimi düşünüldüğünden de zayıftır. Kuvvetlerin tümünü kendi etrafında toplama hamleleri; darbe girişimini Cumhurbaşkanı'nın eniştesinden, Başbakan'ın da ‘eşinden, dostundan' öğrenmesi ile sonuçlanmıştır. ‘Sır küpü' olarak görülen kurum ve kişiler bile bu en zor anda Saray'ın yanında yer almamış ya da alamamıştır. Diğer bir ifadeyle, her şeyi kontrol etmek isteyenlerin hiçbir şeyi kontrol edemedikleri görülmüştür. Ancak düşünüldüğünden zayıf olması, onun daha da saldırganlaşmayacağı anlamına gelmez. Evet, Saray OHAL ilan etti; evet, bunu bir dikta fırsatına çevirmek istiyor. Buna karşın her dikta hamlesi; zor aygıtları içinde ve toplum üzerinde her sıkılaştırma girişimi Saray'ı daha da kırılgan ve zayıf hale getiriyor. Ortada bir büyük devlet krizi var ve bunu devlet içindeki farklı otoriterlik formülleriyle aşmak mümkün görünmüyor. 1950'li yılların başında Türkiye'yi Atlantik İttifakı'na, NATO'ya sokmak için Kore'ye Mehmetçik'i gönderen, 70'lerde Gladyo'nun Türkiye'de sopası olanlar, Kontrgerilla'yı örgütleyenler, ABD ve emperyalizm karşısında kuzu olanlar, Türkiye topraklarını yabancı askeri üslerle donatanlar,Ben Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanıyım diyenler; Türkiye'yi ABD ve NATO projelerinde görevli hale getirenler, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrası ABD'nin Ilımlı İslam siyasetini topluma dayatarak, hem kendi iktidarlarını devam ettirmeye hem de emperyalist güçlerin emellerini uygulamaya çalışmışlardır. Son günlerde başkanlık tartışması ve aceleyle yapılan anayasa değişikliğiyle gündemi işgal eden bu siyaset, 50'li yıllardan bu yana devam ederek günümüze kadar gelen işbirlikçi politikalar dışında değildir.
      Stok Kodu
      :
      9789944611947
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2017-01
      Kağıt Türü
      :
      2.Hamur
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat